Yazar: Alaettin COŞKUN Tür:
Puan

Biri; hayatı boyunca hiçbir işte başarılı olamayan, sürekli hayal kırıklıkları yaşayan pasif bir kocanın ümitlerini, hayallerini tüm hayatını çaldığı karısı Peride’nin var olma savaşı.
Diğeri; çevresi ve maddi durumu itibariyle oldukça rahat bir yaşantıya sahip olan Gülben’in bir ömre bedel mutsuz evliliğinin hikayesi.
Kaybedişleri ve hayal kırıklıkları yaşarken dahi yaşadıklarına bir türlü inanamayan Gülben’ de pasif, vasat bir kocanın bencil varlığının yanında varolma savaşı veriyor!… Mutsuzluğun resmini daha çok kadınların çizdiği dünyada; görmediğiniz ve tanımadığınız, belki de görmezden geldiğimiz gerçek hayatın içinden farklı, birbirini hiç tanımayan iki mutsuz kadının trajik hayat hikayesi.
Kimbilir; sizin de hayat hikayeniz Peride ve Gülben’in yaşadıklarına benziyor olabilir.
”Anlamalarını bekleme. Biz biliyoruz ne olduğumuzu.”
Ömrünün yollarına çıkış yolu arıyor, her seferinde çıkmaz sokaklarda kalıyordu.Dere yatağına gelmiştik. Allah’tan az da olsa su akıyordu. Rüzgarın dere kenarında bulunan ulu ağaçların yapraklarına değip onları oynatması benim hoşuma gidiyordu. Hem rüzgar rahatlatıyordu. Ayakkabıları çıkardık, paçaları kıvırdık, dereye girdik. Suyun verdiği soğukluk iyi geldi.
”Oturacak bir yer yapmamışlar.”
”Hayretsin ya! Dağ başına kim yapacak?”
Ben bir taş buldum Gülben suların getirdiği kalınca bir ağaç dalı buldu onların üstlerine oturduk, ayaklarımız su içindeydi…
”Seviyorum böyle yerleri.”
”Bazı ağaç diplerinde su derin. Orada balık da vardır.”
Kalktım, ayaklarımı suyun içinde sürüyerek yürüyordum. Gelen su çarparak toprağa oyuk açmış. Su buralarda bel hizasına gelebilir. Dikkat ettim, el uzunluğuna kadar balıklar gördüm. Hayretle!
”Balık var valla.”
Balık gördüğüme sevinmiştim. Suyu avuçlarıma alıp yüzüme çarptım, saçlarımı ıslattım. Başımı kaldırdım, saçlarımdan süzülen damlalar boynumdan indi. İçimde hoş bir hafiflik duydum. Ağaçların dalları arasından güneşin parlak ışıkları geliyordu. Burada gece karanlığında beliren yüzler ve işitilen sesler yoktu. Tertemizdi etraf, öylesine tertemiz.
”Bir çay olsa da içsek.”

Yorum bırakın