Amerika’lı bir çok yazar veya yönetmene bakarsanız önünüze korkunç bir gelecek,, açlık, susuzluk, sıcaklık ve nüfus artışı gibi kötü bir gelecek koyar. Bu tipler kıyamet senaryolarından, sapıkça ve ahmakça zevk alıyorlar ve insanların da kendileri gibi düşündüğünü sanıyor veya sanmasını istiyor. Bunlar rüya görürler, sonu hüsranla biten ütopya kurarlar yani sonuç hep distopya olur. Ciddi bir soru. NEDEN?
Ruhları, hep gerilim. Gerilim, Kaygı. Endişe… Tatlı bir rüya eşliğinde yola koyulurlar lakin çok azı bunun sonunu getirebilir yani, hayatta,, drama, trajedi bir mücadele olacak derler. Lakin zaman, onları rendeler, törpüler… Zaman içinde çırpınıp giden insan! Ve insanlar içinde, zamandan tehlikeli olan, hantal beyinler, tenbel bedenler, gelecekten korkan ve onu inşa etmeye cesaret edemeyenler…… Not :Bu yazı uzun olmaya müsait, genişketeceğiz.