Prizren_004Prizren
Prizren, Kosova’nın güneybatısında bir şehir ve belediye merkezi.
De facto olarak Kosova Cumhuriyeti’nin Prizren ilinde; de jure olarak Sırbistan Cumhuriyeti’ne bağlı Kosova-Metohiya Özerk Bölgesi’nin Prizrenski ilinde yer alır.
Alan: 629 km²
Gezilecek noktalar: Sinan Paşa Camii, Prizren, Bogoroditsa Levişka Kilisesi, Bistriça Nehri
Üniversite: Prizren Üniversitesi

 

 

 

 

Prizren bugünkü 200.000 nüfusuyla Kosova’nın en önemli il ve kültür merkezlerinden birini oluşturmaktadır. Eski ve yeni kültürlerin kaynaşması ve çok sayıda tarih ve kültür anıtlarına sahip olan Prizren’in zengin tarihi çoğu araştırmacıların konusu olmuş hakkında binlerce sayfanın yazılmasına ve binlerce fotoğrafın çekilmesine sebep olmuştur.
Bugün Priştine yönünden Prizren’e girerken, çok sayıda cami ve onların sivri minareleri, iki katlı, selamlıklı ve bahçeli evleri, kaldırımlı dar sokakları, eski dükkânları, hamamları, taş çeşmeleri, köprüleri ve eski kalesi göze batmaktadır. Bu özellikleriyle Prizren daha ziyade bir Anadolu kasabasını andırmaktadır. Bu bakımdan yüzyıllara uzanan uygar ve zengin tarihimizin ve ecdadımızın bizlere emaneti olan dini, sosyal ve kültür eserlerinin en çoğunu kapsayan, Balkan ve Rumeli kentlerinin başında Prizren’in geldiği belgelerce kanıtlanmıştır. Zaten Prizren’de yaşayanların günlük hayatlarının da adeta bir parçası olan bu eserler, kentin her köşesine damgasını vurmuş, geçmişten günümüze Prizren’i, “Anıtlar, Müzeler ve Şairler” kenti seviyesine mahzar etmiştir.
Kosova’nın güneyindeki Metohiya-Dukacin düzlüğünde yer alan Prizren şehri, kuzeybatı tarafında zengin ovalarıyla, güneydoğuda Şar Dağına düşen Svilen tepesi yamaçlarında, 412 metre deniz yüksekliğinde yer almaktadır. Prizren’in bir bölümü Svilen ve Şar Dağın yamaçlarında, diğer bölümü de düzlükte olduğu için, o, dağlık ve düzlük bir yerleşim yeri olarak tanımlanmaktadır. Yüzey bakımından çok büyük değilse de Prizren’in iklimi çok çeşitlidir. Düzlüklerde Akdeniz iklimi, dağlık yerlerinde ise Alp iklimi sürmektedir. Kışları çok soğuk, yazları ise çok sıcaktır. Tabi sularıyla çok zengin olan Prizren’in ortasından soğuk ve temiz suyuyla Şar Dağı eteklerinden kaynayan Bistriça deresi, çıkışında da Ak Drim nehri geçmektedir.
Zamanında olduğu gibi bugünde Balkanların merkez bölümünü Adriyatik Denizine bağlayan İşkodra-Prizren yolu Prizren’den geçmektedir ve bu istikametteki yol en kısadır. Zamanında Prizren için büyük önem taşıyan bu yol, Romalılar zamanında “Via de Zenta”, Orta Çağda ise “Zeta Yolu” adıyla anılmaktadır. Bu yol o zamanlarda Arnavutluk’ta önemli bir deniz ticareti merkezini oluşturan Leje kasabasından başlayarak, Kosova’nın bütün kasabalarından geçerek Niş’e kadar uzanıyordu ve burada Via Militaris-İstanbul yoluyla birleşirdi. O zamanlarda gibi, bu yol boyunca çok daha geçlerde de çok önemli mal ticaretinin gerçekleştiğini tarih kaynaklarından öğrenmiş oluyoruz.
Bugünkü adıyla ilk kez Prizren’den XI. asrın başlangıcında söz edilmektedir. Bu ad Prizren’in önemli bir ekonomi ve kültür merkezi olduğu evrede, Bizans Çarı olan II. Vasilius’un 1019 tarihi beratında yer almaktadır. Bizans devrinde bu kentin yukarısında 3 Km uzaklığında Kız Kalesi (Vişegrad) ile Drvengrad – derebenciler kalesi (yol koruyucuları) gibi kaleler yapılmıştır. Lakin bu dönemden önce Prizren adının çeşitli tarih dönemlerinde: Prizdriyan, Prizdriyana, Prizrendi, Porzerin, Perserin, Prizrin, Prezrin, Perserin vb. gibi geçtiği bilinmektedir . Osmanlı kaynaklarında da Prizren için değişik olarak birkaç adın geçtiğini beyan ederken, Örneğin: Pür-zeyn, Perzerrin, Pürzen, Pürzerin, Zerrin gibi bütün bu adların anlamında “Ziynet Dolu Şehir” anlamının çıktığını da vurgulamak gerekir.
Bazı araştırmacılar Prizren kökeninin daha eski olduğunu dile getirirken, birileri Theranda’yı bugünkü Suva Reka bölgesinde aramakla yetinirken, diğerleri Prizren’in bulunduğu yerde Eski Roma devrinde Roma istasyonlarından birinin yer aldığını bildirmektedirler. Bu ise Prizren ve yöresinde geçip yitmiş kültürlerin maddi kalıntıları pek eski zamanlarda bile, insanın ilk medeniyete attığı adımları evrede bu yörelerde yaşadığını kanıtlamaktadır. Çünkü bugüne kadar yapılan kazılarda, arkeoloji bölgeleri olarak tanımlanan Vlaşna köyü yakınlarında, Kale’de ve Suva Reka bölgelerinde, Milattan Önce III. yüzyıldan çeşitli eşyalar ve diğer kültür kalıntıları bulunmuştur.
Bu bölgede önceleri İlir boylarına mensup olan Dardanlar ve Keltlerin yaşadıklarına dair arkeoloji kazılardan belirlenmiştir. Aynıca Roma egemenliğinin maddi kalıntılarına da bugün bu yörenin, Şiroka, Naşets, Kruşa, Rahovça, Vlaşna, Reçane, Muşutişte ve Popovlan köylerinde rastlanmaktadır. Üçüncü yüzyılda bile Prizren’de emeği geçmiş ve tükenmiş savaşçıların geldiği, onlara buralarda hayvan, tohum ve toprak verildiği, onların hayatlarının son yıllarını buralarda geçirdikleri de bilinmektedir. Romalıların Kosova-Prizren yöresinde kendi yaşama yerlerini ne zaman yapmaya başladıkları bilinmemesine rağmen, bunu II. yüzyılın ortalarında gerçekleştirdikleri tahmin edilmektedir. Yani Roma döneminde burada ilk kent olarak Theranda’nın kurulduğuna inanılmaktadır. VII. yüzyılın başlangıcında buralara Güney Slavlar iskân ederek buraları yurt edinmişlerdir. Daha geçlerde buralardan Hun, Avar, Kuman ve Peçenek Türklerinin de gelip geçtiği ve yerleştiği bilinmektedir 479 yılında Batı Roma İmparatorluğun düşmesiyle ve doğu Roma İmparatorluğunun (Bizans İmparatorluğunun) kurulmasıyla, Prizren yöresi Bizanslara düştü. Bu imparatorluk altında bazı kısa kesintileriyle XIII. yüzyıla dek kalmıştır.