SATOR’UN LANETİ

Tarihçi Elena Vasquez, kayıp diller ve eski ritüeller üzerine çalışan bir akademisyendi. İspanya’nın kuzeyindeki terkedilmiş bir manastırda araştırma yaparken, bir sunağın altına gizlenmiş taş bir plaka buldu. Plakanın üzerinde eski Latin harfleriyle kazınmış, derin oyuklardan oluşan bir yazıt vardı:

SATOR
AREPO
TENET
OPERA
ROTAS

Bu, ünlü Sator Karesi idi. Ancak plakanın kenarına yazılmış bir uyarı dikkatini çekti:

“Kelamını okuyan, ya bereket bulur ya da sonsuz çöküşe sürüklenir.”

Bu bir kutsama mıydı, yoksa lanet mi? Elena, böyle yazıtlara pek çok kez rastlamıştı. Çoğu sadece dini anlamlar taşıyordu. Ancak içindeki akademik merak, onu kelimelerin gizemini çözmeye itti.

ESKİ METNİN ÇÖZÜLMESİ

Elena, kelimelerin sıralamasını incelediğinde ilginç bir şey fark etti. Kareyi farklı yönlerden okuduğunda, iki farklı anlam ortaya çıkıyordu.

  • Eğer saat yönünde okursa, metin “Zamanın efendisi, çalışmalarıyla dünyayı yönlendirir.” anlamına geliyordu.
  • Eğer tersten okursa, “Tekerlek kırıldığında, zaman sonsuz karanlığa gömülür.”

Bu, yalnızca bir dua ya da mühür değildi. Zamanın dengesini sağlayan bir mekanizma olabilirdi.

Manastırın derinliklerinde, yazıtın devamına dair bir ipucu aramaya başladı. Sonunda, yere gömülü eski bir taş disk buldu. Bu disk, karedeki kelimelerle aynı sıralamayı taşıyordu. Diskin tam ortasında bir oyuğa yerleştirilmiş pirinç bir anahtar vardı.

Elena anahtara dokunduğu an, tüm manastır sarsılmaya başladı.

KUTSAMA VE LANET ARASINDAKİ SEÇİM

Bir anda duvarlardaki mozaikler ışıldadı ve eski Latince sesler yankılandı:

“Dengeyi bozma. Zamanı ya özgür bırakacaksın ya da onu mühürleyeceksin.”

Elena, şimdi bir seçim yapmak zorundaydı. Anahtarı çevirirse, zamanın kutsamasını açığa çıkarabilirdi—belki de büyük bir keşif yapacaktı. Ancak eğer bu bir lanetse, felaketleri serbest bırakmış olacaktı.

Karar vermek için yalnızca birkaç saniyesi vardı. Derin bir nefes aldı ve anahtarı çevirdi.

Tarih değişmeye başladı.

Manastırın taş duvarları geriye doğru çözülüyor, zamanın akışı geriye dönüyordu. Elena, gözü önünde 13. yüzyıl keşişlerini, onların yaptığı ayinleri ve sonunda manastırın neden terk edildiğini görmeye başladı:

Bir zamanlar burada yaşayan keşişler, zamanı manipüle etmeye çalışmış, ancak sonuç felaket olmuştu.

Anahtar, zamanın akışını mühürlemek için yapılmıştı. Eğer Elena anahtarı sonuna kadar çevirirse, belki de bu felaketi tekrar serbest bırakacaktı.

Ama belki de… geçmişi gerçekten değiştirme şansı vardı.

Elena, titreyen elleriyle ikinci bir karar vermek zorundaydı. Anahtarı tekrar yerine koyacak mıydı, yoksa geçmişi değiştirecek miydi?

Ve asıl soru şuydu: Onun seçimi, kutsama mı olacaktı yoksa lanet mi?

Yorum bırakın