İnsanın, doğanın içindeki yaşamını bozan, huzurunu kaçıran Moskova Otomobil Yarışları başladığında Tula’ya yeni bir zaman gelmiş gibi oldu. Kırsal yaşamdaki huzuru arkalarından kapkara dumanlar çıkaran bu gürültülü makineler bozuyordu.

Tolstoy, doktoru Makovistski ve sekreteri Biryukov, Kiev yolunda yürürken otomobiller yanlarından hızla geçiyordu. Sürücülerin çoğu Tolstoy’u tanıyordu. Genç adamlar Tolstoy’a seslenip şapkalarını sallıyor, içten selam veriyordu. Bastonuna dayanarak yürüyen beyaz sakallı bir adamı tanımamak mümkün değildi

Otomobillerden biri yanlarında gürültüyle durdu. Lev Nikolayeviç ürkmesine karşın bir şey demedi. Sürücü bizi arabasına bakmamız için davet etti. Tolstoy, meraklı olduğundan hemen kabul etti. Otomobilin motoruna bakarken eliyle de yokluyordu.

-Yarışta başarılar diliyorum.

Sürücü:- Sizinle tanışmış olmaktan onur duydum. Sizin hakkınızda gazetelerde yazılanları okudum.

Tolstoy gülümsedi: -Makine çağına girdik.

Makovitski:-Felaket değil mi?

Biryukov, her zamanki gibi sessizdi. Yüzünde mutluluk hali vardı.

Tolstoy:- Sanırım uçakları göremeyeceğim. Ömrüm buna yetmeyecek. Çocukları göstererek:- Ama onlar mutlaka görecek. Ben çocukların toprağı işlediklerini görmeyi tercih ederdim.

Makovitski’nin gözlerinin içine bakarak:- Ülkemizde, aç kalan insanlar varken,şu, pahalı arabalara bak!

Makovitski:-Devrimin olması lazım.

Tolstoy:- Devrimler, getirdiğinden fazlasını götürebilir. Fakirler, daha kötü duruma düşebilir. Hem şiddet kullanılarak yapılan devrimler, karışıklığa neden olabilir.

Not: Yakında çıkmasını umut ettiğim ”Tolstoy’un Son Bir Yılı” adlı kitabımdan.

 

Yorum bırakın